Akademik Solunum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göğüs Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, Türkiye’de salgının ilk günlerinde koronavirüsü ağır geçirmiş, 20 gün yoğun bakımda kalmıştı. Bir yıl sonra tekrar koronavirüse yakalanan Prof. Dr. Tutluoğlu, hastalık süreciyle ilgili “İkinci enfeksiyonları biliyorduk ama çok az olduğunu biliyorduk. Aslında yakın zaman için geçerli bu. Bir çalışmada yüzde 1.5 çıkmıştı. Diyelim ki; enfeksiyon geçirdiniz 3-4 ay sonra yakalanma şansı yüzde 1.5 çıkmıştı. Hadi bilemediniz buna yüzde 5 deyin. Enfeksiyonu geçirenlerin yüzde 5 ile 7’sinde kanlarında yeterli antikor oluşmuyor. Dolayısıyla bunlar yakın zaman içerisinde bir enfeksiyon daha geçirebiliyor. Bende bu durum farklı. Bu antikorlar oluşmasına ve uzun zaman yüksek devam etmesine rağmen 1 seneye yakın bir zaman geçti ve 2 sene sonra bunu geçirdim. Hala geçiriyorum, enfeksiyon hala devam ediyor. Bu süreç içerisinde ilk enfeksiyonu çok ağır geçirmiştim. Çok yüksek miktarlarda, çok yüksek sayıda kovid hastasıyla zaman geçirdim. Günün büyük bir kısmını geçirdim. Çünkü çok sayıda hasta olduğu için günde 15 saat kovidli hastalarla zaman geçirdim. Aslında ben bu sürenin benim için ikinci doz aşı gibi olacağını düşünüyordum. Hastalarla sürekli beraber olmak, mikropla sürekli karşılaşmam, tabi ki koruma önlemlerini alıyoruz ama o kadar yoğun maruziyet oluyor ki koruma önlemlerinde mutlaka kaçaklar oluyordur. Sanki tekrar bir aşı gibi olur diye düşünüyordum ama antikor düzeylerinde oldukça yeterliydi. Ama burada bir spesifik olarak baktığımız bir antikor var” dedi.
Prof. Dr. Tutluoğlu, kendi durumunda çıkarılacak dersler olduğunu belirterek, “Doğal olarak bu enfeksiyonu geçirmek en önemli bağışıklama yani aşıda yaptığımızdan çok daha değerli bir bağışıklamadır. Doğal antikor aşı ile elde edilen antikordan daha değerlidir. Öyle olmasına rağmen demek ki belli bir süre sonra artık yetersiz hale geliyor” ifadelerini kullandı.
İKİNCİ KEZ KORONAVİRÜSE YAKALANMADA ‘MUTASYON’ İHTİMALİ
Medicana International İstanbul Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, koronavirüs ve vücutta oluşturduğu antikorla ilgili önemli bilgileri paylaşarak, mutasyon riskine dikkat çekti.
Virüsün bir RNA yapısı olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, “O bilgilere göre vücut bazı antikorlar oluşturuyor. Vücudu bu antikorlar koruyor. Daha sonra vücut virüsle karşılaştığında hazır bir şekilde antikorla cevap veriyor, virüsü öldürüyor ve hastalığa yakalanmıyorsunuz. Ancak bu RNA’daki dizilim daha farklı olur ağır bir mutasyon görülürse o zaman aşı da korumayabilir. Ancak şu anda ülkemizde görülen mutasyonda bu durum mümkün değil, aşıya karşılık veriyor. İngiliz mutasyonu daha rahat. Güney Afrika mutasyonu ile ilgili birtakım çekinceler vardı. Bir de Brezilya mutasyonu var. Brezilya mutasyonu biraz daha sıkıntılı gibi duruyor” değerlendirmesinde bulundu.
“VİRÜS TAMAMEN VÜCUTTAN KAYBOLMAMIŞ OLABİLİR”
Koronavirüsü atlatan ya da aşılanma yoluyla vücudunda virüse karşı antikor oluşan kişilerin ikinci kez hastalığa yakalanmasının mümkün olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Uzun, “Bir kişi tekrar koronavirüse yakalanıyorsa muhtemelen bunun nedeni mutasyondur. Şu an görülen mutasyonların da mutasyonu ilerler ve daha fazlalaşırsa o zaman vaka sayısı da artar. Biz 10 binde bir, yüz binde bir ikinci kez virüsü geçirmişlik diyorsak o zaman bu durum daha da artış gösterecektir. İkinci kez koronavirüse yakalanan vakalar bildirildi. Ancak bunlar çok fazla değil. Bunun bir diğer nedeni de virüs tamamen vücuttan kaybolmamış olabilir. Virüs vücutta bir süre sessiz kalıp tekrar aktif hale gelebilir. Yani sizin yakalandığınız ilk virüs ile daha sonra tespit edilen virüs birebir aynı ise bu sıklıkla ya kaybolmamıştır ya da virüste farklılık mevcuttur” diye konuştu.
“KORONAVİRÜSÜ GEÇİRENLERDE AŞI DAHA YÜKSEK ANTİKOR OLUŞTURUYOR”
Vatandaşın kafasında aşılanma ve antikor konusunda bazı soru işaretlerini olduğunu belirten Uzun şunları anlattı:
“İnsanların aklında bir soru olacaktır. Biz aşı yaptırıyoruz, buna rağmen biz korona olur muyuz? Aşının antikorunun ne zaman sona ereceğine dair verilerin elimizde olması gerekiyor. Muhtemelen koruyacaktır. Benim görüşüm daha uzun süre koruyucu olacağı yönünde. Biz sağlık çalışanlarına korona geçirseler de geçirmeseler de aşı uygulaması yapıyoruz. Korona geçirmeyenlerde aşı yaptığımızda oluşan antikor düzeyiyle korona geçirip aşı olanlardaki oluşan antikor düzeyleri arasında fark var. Koronavirüs geçirmeyenlerde oluşan antikor düzeyi daha düşük. Koronavirüs geçirenlerde bu oran çok daha yüksek. Bu da vücudun o virüsü hatırladığını gösteriyor. Vücut hatırlıyorsa koruyuculuk süresi daha uzun olur.”
“ESKİYE DÖNMEK İSTEMİYORSAK BİRAZ DAHA SABIR”
Sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına uyulması konusunda uyaran Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, “Süreç hem bölgesel hem de zamansal olarak dinamik bir süreç. Çünkü bugünden yarına her şey değişebiliyor. Bugün İstanbul’daki vaka sayısı 4’e katlasa anında yine kapatmak zorunda kalırız. Eğer eskiye dönmek istemiyorsak biraz daha sabredelim en azından elimizdekiyle yetinelim. Kurallara uymaya devam edelim. Yine maske, sosyal mesafe kurallarına uyalım. Kalabalığı zorlamayalım. Aşı sayısını artırmamız lazım. Korunma ve antikor oluşturma oranları yüksek. O nedenle aşılanmayı artırırsak çok daha kısa sürede yeni bir pik olmadan virüsten kurtulabiliriz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: DHA